Sivil Sesler Festivali
Etkinlikler
Bu yıl festivalde pek çok etkinlik sizleri bekliyor!
"Güçlü Sivil Toplum" temasıyla gerçekleşecek olan festivalin açılış oturumunda sivil toplum örgütlerinin toplumun demokratikleşmesine nasıl katkı sağlayabileceği; daha katılımcı, şeffaf, eşit, hesap verebilir ve güçlü yapıları nasıl kurabileceği ve ortak gelecek inşasında sivil toplumun neler yapabileceği konuşulacak.
STGM, TÜSEV ve TACSO tarafından Türkiye’de örgütlenme özgürlüğünün mevcut durumuna ilişkin düzenli izleme raporları yayınlanıyor. Bu oturumda STGM tarafından hazırlanan “Türkiye’de Sivil Toplum Örgütleri: Örgütlenme Özgürlüğü ve Katılım Hakkı”, TÜSEV tarafından hazırlanan “Sivil Toplum için Elverişli Ortam İzleme Matrisi Türkiye Raporu” ve TACSO tarafından hazırlanan “Avrupa Komisyonu Komşuluk ve Genişleme Müzakereleri Genel Müdürlüğü (DG NEAR) Genişleme Ülkelerinde Sivil Topluma AB Desteği Rehberleri (2021-2027), Temel Değerlendirme Raporu 2023, Türkiye Ülke Raporu”nun bulguları paylaşılacak. Oturum, katılımcılara ülkemizde örgütlenme konusunda yaşanan gelişmeleri, güncel durumu ve çözüm önerilerini karşılaştırma ve tartışma imkanı sağlayacak.
Veri ve toplumsal cinsiyetin birlikte ele alınacağı bu atölyede, verinin ne anlama geldiği, veri tanımına giren öğeler, veri ile eşitsizlik arasındaki bağlantılar gibi konular ele alınacak.
Toplumsal cinsiyete duyarlı veri toplama ve analiz etme yöntemlerinin inceleneceği atölyede toplumsal cinsiyet eşitliği hakkında tartışma yürütülecek.
Etkinliğe maksimum 30 kişi katılabilir.
Oradan oraya koşturup dururken bazen nefesimiz kesiliyor, bazen bedenimiz kaskatı oluyor. Bu küçük çalışma "kendimiz" için, "bedenimiz" için bakım, onarım alanı açmak için var. Hep birlikte, sakin sakin o tutulan yerlerimizi sırtımızı, omzumuzu, boynumuzu biraz hareket ettirelim. Hareketlerin bir kısmı ayakta, bir kısmı da oturarak olacak. Özel bir ekipmana ihtiyacınız olmayacak, kendinizi getirin yeter.
İsrail’in Filistin’e karşı başlattığı saldırı birinci yılını doldururken, Filistin'de yaşananlar da festivalde ele alınacak. Filistin’de yaşanan insanlık suçlarının konuşulacağı panelde hem güncel durum hem de yaşananlara karşı sivil toplumun neler yapabileceği, dayanışma ağlarına nasıl katkı sunabileceği ele alınacak.
ENÇOKK kutu ve mobil oyununu engelli ve engelli olmayan çocukların oyun yoluyla engelli haklarını öğrenmesi için AB destekli " Engelli Çocukların Karar Alma Süreçlerine Etkin Katılımı" projesi kapsamında geliştirildi.
11-18 yaş arası çocuklar için tasarlanan oyunun mümkün olduğunca engelli çocuklar için erişilebilir bir oyun olmasına çalışıldı. Bu etkinlikle insan hakları aktivistlerine, çocuklarla çalışan/ çocuklara erişebilecek STÖ'lere oyun tanıtılmak ve yaygınlaştırılmak isteniyor.
Etkinliğe en fazla 20 kişi katılabilir.
Güç Hikayelerinde, Türkiye’nin çok farklı yerlerinden, birbirinden farklı dertlerle sınanan ve bu sınavı toplumsal alanda bir hizmet/iyileşme alanı açma mücadelesine dönüştüren insanların örgütlenme hikâyelerini birinci ağızdan dinliyoruz. Bu atölyedeki 4 anlatıcımızla dayanışmayı, güçlenmeyi, vazgeçmemeyi ve karşımıza çıkan zorluklarda insanlık halleri üzerinden gerçek gücün ne olduğunu konuşacağız.
Güç hikayeleri anlatıcıları merakla, özenle ve büyük bir heyecanla hayvan hakları aktivistlerinden, Kaz Dağları’ndaki ekoloji mücadelesine; yetişkinlerde görülen DEHB’nin hiç konuşulmayan karanlık yüzünden, bir insan hakları avukatının hiç bitmeyecek olan davasına kadar Türkiye’de sivil alandan doğan ilham dolu hikayeleri dinleyiciyle buluşturacak.
Kimlerin hikayelerini dinleyeceğiz?
Mustafa Alper Ülgen (Bir Tohum Vakfı): Urfa'da doğmuş, çocukluğunu Elazığ ve Diyarbakır'da geçirmiş, fakat bundan sonra hep toprağından uzakta yaşamıştır, Van'dan Aydın'a farklı coğrafyalarda çalışmış, permakültür ve ekolojiyi yaşamının merkezine koyunca Çanakkale’ye yerleşmiştir. Ata tohumu, yerel buğday çeşitlerini üreten bir çiftçi, yerel tatlar konusunda çalışan bir aşçı ve aynı zamanda Kazdağları bölgesinde maden talanına karşı mücadele eden bir çevre aktivistidir.
Gizem Öykü Başkaya (İzmir Barosu Göç ve İltica Komisyonu): İthaka’ya doğru yolda olan bir kadın, hak savunucusu, avukat, tırmanışçı, dansçı, koşucu; olmak istedikleri, olmaktan vazgeçtikleri, olmaya tutundukları ve bıraktıklarıyla daha pek çok şey ve pek çok şey değil. Hikayelerin peşinde, her hikayede bir sır, her sırda bir yolculuk bularak yeryüzünde açılmış çatlaklarda yoluna devam ediyor.
Ayça Yaltı (Muhtelif Kafalar): Hukuk fakültesi mezunu bir akademisyen. Kendilik hallerinin hakkını vermek niyetiyle, önce ve durmaksızın kendini araştırmayı görev edindi. Bu yolda kendi farklılıklarıyla tanıştıkça içinde birikenler epeyce bir yıllandıktan sonra, usulca dilinden dökülüverdi. O gün bugündür, “En İyi Arkadaşım: ADHD” isimli podcastiyle, kafasının içindeki panayır yerinden ayıklayabildiği deneyimlerini dert ortaklarıyla paylaşıyor.
Eray Özgüner (Burak Özgüner Hayvan Hakları Çalışma Merkezi): Ölüm ve kaybın kapısını aniden çalarak hayatına dokunduğu günlerde, içinden "anne!" diye seslenen çağrıya kulak verdi. Ağlaya ağlaya aktivist oldu. Hayvan haklarını savunurken cesaretlendi, güçlendi, sevgiyle çoğaldı. Tür ayırt etmeden tüm canlıların yaşamlarını güzelleştirmek için çalışan bir gönül yolcusu.
Türkiye’nin ilk ve tek hak odaklı film platformu CAM’da 22 farklı hak alanına temas eden 200’e yakın kısa film ve belgeseli keşfetmek mümkün. Platform hem haklar yararına film prodüksiyonunun önemini hem de haklara dair farkındalığı büyüten renkli bir alan açıyor.
Hakların CAM’ından Film Atölyesi ile hem filmlerin haklara nasıl güç aktardığı hem de hakları savunan güçte filmleri nasıl çekilebileceği beraberce konuşulacak ve uygulanacak.
Hak savunuculuğu anlatısı nasıl örülür? Hakların hikayesi nasıl yazılır? Hikayeyi güçlü kılan unsurlar neler olabilir? Hakları filmler aracılığıyla gündeme getirmenin yolları neler? İzleyiciye ulaşmanın ve onları hakları korumaya teşvik etmenin etkili yolları neler olabilir? Atölyede Anadolu Üniversitesi İletişim Fakültesi Sinema Televizyon Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Nezih Orhon’la beraber hem CAM filmlerinden kesitler izlenecek hem de yukarıdaki sorulara cevap verilecek.
Şiddetsiz örgütlenmenin gücünü keşfetmeye hazır mısınız? Bu atölyede, şiddetsiz örgütlenmenin ne olduğunu öğrenebilir ve örgütlerimizde yapısal, kültürel ve düşünsel olarak şiddetsiz yaklaşımın nasıl geliştirilebileceği hakkında bilgi alabilirsiniz.
Etkinliğe maksimum 15 kişi katılabilir.
6 Şubat günü, o gece sabaha karşı ertesi gün ne ya da neler yaşadık hemen ardından neler yaptık? Teatro Ayntab’ın deprem sonrasında "Sanat Her Yerde * Art is Everywhere" adlı tamamen gönüllü olarak başlattığı hareketin hikayesini anlatacağı bu buluşmada bir de doğaçlama performans sergilenecek.
Sivil toplum örgütleri olarak düzenli etkinlikler gerçekleştiriyoruz. Ancak etkinliklerimizin hedef kitlesine ulaşıp ulaşmadığını, çeşitliliği ve kapsayıcılığı gözettiğimizi ve tüm hak sahiplerinin katılımını sağlayıp sağlamadığını ve olası bariyerleri kontrol ediyor muyuz? İşte bu atölyede, engelliler ve erişilebilirlik, toplumsal cinsiyete duyarlı etkinlikler, çocuk güvenliği ve diğer lojistik konularda farkında olmadığımız, unuttuğumuz veya bilgi sahibi olmadığımız pek çok detay konuşulacak.
6 Şubat Depremleri daha önce ülkece yaşamadığımız büyük bir afetle bizi karşı karşıya getirdi. Ülke tarihi en karanlık günlerini yaşarken hepimizi ayakta tutan ise dayanışma oldu. İşte bu atölyede farklı yöntemlerle dayanışan örgütlerin hikayesini dinleyeceksiniz.
Lotus Kadın Derneği, Şubat ayından bu yana kadınların özel ihtiyaçlarının tespiti ve tedariki için çalışıyor. Afetin ilk gününden bugüne sahada çalışan Lotus Kadın, sahanın ihtiyaçlarına göre yenilikçi yaklaşımlarla kadınların hayatlarını güçlendirmeye devam ediyor. Depremin ilk günlerinde afet bölgesinde ulaşım en önemli sorunlardan biri haline gelirken, moto kuryeler ulaşımın en zor olduğu bölgelere dahi ihtiyaçları hızla ulaştırdı.
Bu oturumda Kurye Hakları Derneği, deprem bölgelerine motosikletleri ile gidip yardımlaşma ve dayanışma çalışması yürüten moto kuryelerin deneyimlerini ve olası depremlere hazırlık kapsamında moto kuryelerin nasıl hazırlanacağına dair plan ve önerilerini bizimle paylaşacak.
Defne Kadın Kooperatifi, afet sonrası üretime tutunarak ayakta kalan örgütlerden biri. “Dayanışma kelimesini söylemden ziyade yaşayarak öğrendik.” diyen Defne Kadın Kooperatifi üreterek hep birlikte hayata tutunmaya başlamalarının hikayesi, üretimin birleştirici gücünü anlatacak.
Anadilde kültürel üretim hakkı üzerine konuşulacak olan bu atölyede, bireylerin kendi dillerinde sanat, edebiyat, müzik ve daha fazlasını yaratma hakkını temsil eden anadilde ifade özgürlüğü üzerine odaklanılacak. Etkinliğe maksimum 15 kişi katılabilir.
Fikret Yüksel Vakfı ve FIRST Robotics Competition’ı tanımak için bu atölyeye davetlisiniz.
Atölyede Fikret Yüksel Vakfı katılımcısı 8500 TNT Robotics takımının robotlarını yakından tanıyabilir ve yeteneklerini canlı olarak izleyebilirsiniz.
Atölyede kavramsal olarak pek bilinmeyen spesifik bir ayrımcılık türü olan ve çoğu zaman göz ardı edilen 'Antigypsyism' (Çingene veya Roman karşıtlığı) kavramı ele alınacak. Antigypsyism’in ne anlama geldiği ve neden böyle özel bir ayrımcılık tanımına ihtiyaç duyulduğu konusunda sunum yapılacak. Atölyede Çingene mi, Roman mı? gibi Antigypsyism ile ilişkilendirilmiş sorular tartışılacak ve günlük hayatta karşımıza çıkan Antigypsyism örnekleri incelenecek. Etkinliğe maksimum 20 kişi katılabilir.
Avrupa Konseyi Belediyeler ve Bölgeler Komitesi Yerel Yaşamda Kadın-Erkek Eşitliği Şartı doğrudan belediyelerin taraf olabildiği bir şart ve bunun en önemli yanı, Şart'a taraf olan belediyelerin yerel eşitlik eylem planları hazırlamak ve uygulamakla yükümlü kılınması.
Türkiye kadın hareketinin bu alanda sağladığı gelişme yerellerden yürümüş ve ülke ölçeğinde bütünleşmiş durumda. Bu gelişmenin sivil toplumun hak temelli yaklaşımla üreteceği çeşitli yerel eylem planlarına da katkıda bulunabileceği düşüncesiyle, bu süreç etkinlik katılımcılarıyla birlikte konuşulacak.
Türkiye'de giderek artan LGBTİ+ karşıtı politikalar ve nefret iklimine karşı dayanışma temastan, karşılıklı öğrenmekten ve LGBTİ+ kapsayıcı pratikler üretmekten geçiyor. Sivil toplum örgütlerinin LGBTİ+'larla dayanışmak için neler yapabileceğinin konuşulacağı bu atölyede dayanışmanın ve güçlenmenin imkanları üzerine hep beraber düşünülecek.
Kurumsal hibeler ve kurumsal gelişim için sağlanan destekler örgütlerin sürdürülebilirlikleri sağlamayı hedefliyor. Ancak bu desteklerin uygulama süreçleri dış koşullardan da bağımsız değil.
Bu atölyede zaman zaman zorlaşan ve krizlerle kesişen bu dış koşulların uygulama süreçlerine etkisi ve bu etkileri azaltmaya dair taktikleri STGM'nin yürütücüsü olduğu BİRLİKTE programı odağında konuşulacak.
Güç Hikayelerinde, Türkiye’nin çok farklı yerlerinden, birbirinden farklı dertlerle sınanan ve bu sınavı toplumsal alanda bir hizmet/iyileşme alanı açma mücadelesine dönüştüren insanların örgütlenme hikâyelerini birinci ağızdan dinliyoruz. Bu atölyedeki 4 anlatıcımızla dayanışmayı, güçlenmeyi, vazgeçmemeyi ve karşımıza çıkan zorluklarda insanlık halleri üzerinden gerçek gücün ne olduğunu konuşacağız.
Güç hikayeleri anlatıcıları merakla, özenle ve büyük bir heyecanla kuryelerin örgütlenmesinden, hastanedeki çocukların yaşam haklarına dokunanlara; kadının evdeki görünmeyen emeğinden, zor engellerin nasıl gözüpek bir hak savunucusu yaratabileceğine dair ilham dolu hikayeleri dinleyiciyle buluşturacak.
Mesut Çeki(Kurye Hakları Derneği): Pandemide bir motosiklet alarak önce çiçek ve yemek sonra da evraktan dental ürüne, yedek parçadan gelinliğe kadar sayısız ürün taşıyan bir kurye olmuş. Üç yılda 150 binden fazla kilometre yapmış. Binlerce sokağa girip, insanların binlerce ruh haline ve yüzüne tanık olunca bir de bakmış ki, tek başına kuryelik yapmaktan onbinlerce kuryenin parçası olduğu bir iletişim ve dayanışma ağı hikayesinin ortasında kalmış. Hikayesini size anlatmazsa dili şişermiş…:)
Özlem Arman(Mutlu Olalım Projesi): Hayata geçirdiği "Mutlu Olalım" projesinde, 23 yıldır İzmir'de devlet ve üniversite hastanelerinde yatmakta olan çocukların tedavileri sırasında, sadece bedenen değil, ruhen de sağlıklı olmaları için gönüllü ekibiyle birlikte çocuklara yönelik çeşitli etkinlikler düzenliyor ve hem çocukların hem de ailelerinin ihtiyaçlarını karşılıyor.
Nimet Sarıkaya(Biyonik Kulaklı İşitme Engelliler Derneği): Evladının sessizlik mücadelesinde onun için ne yapabilirim diye düşünen bir anne iken; çıktığı bu yolda Kütahya’da sivil alanda, "Anne Duy sesimi!" diyen tüm özel çocukların ve bireylerin hayatlarına dokunarak, dezavantajlı grupların toplumda ve sosyal alanlarda "Biz de varız!" diyebilmeleri için çalışan bir çocuk ve engelli hakları savunucusu.
Derya Altay: Bir gönül yolcusu... Kendini tanımak için hikayelerin kırmızı ipine tutunup o diyar senin bu diyar benim gezip durur, hayata dair bulduğu hakikat incilerini hikayelerini dinleyenlerin ceplerine armağan eder. Yaşamda yapmaktan en hoşlandığı şey gerçekliğe dair deneyimlerini paylaşmak.
Lazca ve Laz kültürünü tanıtmak için fırsat sunan bu atölyede Lazca'nın kökenleri hakkında konuşulacak ve, bu dilin geçmişten günümüze nasıl evrildiği ve neden tehlike altında olduğunu anlatılacak. Etkinliğe maksimum 30 kişi katılabilir.
Zafer S. Yılmaz'ın derlediği oyun kitabının desteğiyle düzenlenecek olan atölyede, toplantılar ve etkinlikler sırasında grup dinamiklerini artıracak buz kırma ve kaynaştırma oyunları hakkında bilgi verilecek, bu oyunların nasıl kullanılacağı aktarılacak ve elbette oyun oynanacak.
Moderatör: Murat Özçelebi
Konuşmacılar:
Richard Allen- TACSO Takım Lideri
Alessandro Angius - AB Türkiye Delegasyonu Program Görevlisi
AB tarafından sivil topluma sağlanan desteklerin tartışılacağı oturumda öncelikle AB mali yardımlarının programlama sürecine ilişkin bilgi verilecek. Sonrasında ise Batı Balkanlarda AB’nin sivil topluma desteklerinin nasıl programlandığı, uygulandığı aktarılacak. Yine bu oturumda iyi uygulama örnekleri de paylaşılacak. AB müzakere sürecine sivil toplum katılımının nasıl artırılabileceğinin ele alınacağı oturumda katılımcıların AB’nin sivil topluma sağladığı destekler kapsamında hayata geçirilen projelerde yaşadığı sorunlar, çözüm önerileri, proje fikirleri de konuşulacak. Katılımcıların etkin katkısının beklendiği oturumun çıktıları AB Türkiye Delegasyonu ile paylaşılacak.
Türkiye'deki geçmiş krizlerin etkileri ve olası kriz senaryoları üzerinden çocukların ve bakım verenlerin nasıl etkilenebileceğinin ele alınacağı bu atölyede, kriz dönemlerinde çocukların özgün ihtiyaçları, bu ihtiyaçları karşılamak için çocuk merkezli çalışma yaklaşımları ve iş birliği ağlarının nasıl oluşturabileceği ele alınacak. Etkinliğe maksimum 20 kişi katılabilir.
Sosyal medya gönderilerinizi, afişlerinizi, videolarınızı yaratıcı biçimde tasarlamak isterseniz Canva atölyesine davetlisiniz. Bu atölyede ücretsiz bir çevrim içi grafik tasarım aracı olan ve özelleştirilebilir şablonlar, geniş bir görsel ve grafik kütüphanesi ile sosyal medya gönderilerinden sunumlara, afişlerden davetiyelere kadar her tür projede size ilham veren CANVA anlatılacak.
Fotoğraflara dokunarak geçmişin ve bugünün birleştirileceği "Hafızayı İşlemek" başlıklı atölye fotoğraf sanatına farklı bir bakış açısı sunuyor. Atölyede siyah beyaz fotoğraflar temel malzeme olarak kullanarak, geçmiş dönemin yaşamına, mekanlarına ve insanlarına odaklanılacak. Atölyede iğne ve ipliklerle fotoğraflara müdahale edilerek özgün sanat eserleri yaratılacak.
Hafızayı İşlemek Atölyesi, yeni bir teknik öğrenme fırsatının yanı sıra dayanışma, kolektif üretim ve geçmişle bugün arasındaki bağı güçlendirmek için harika bir fırsat sunuyor.
Etkinliğe maksimum 20 kişi katılabilir.