İletişim Çalışma Grubu

Sivil toplumda iletişim yalnızca bir duyuru ya da tanıtım değil; bir örgütün toplumsal alanda nasıl bağ kurduğunu, nasıl güven inşa ettiğini ve nasıl dönüşüm yarattığını belirleyen en temel alanlardan biri.

Ancak 2024’te yayımladığımız Türkiye’de Sivil Toplum Algısı Araştırması'na göre toplumun %80’i STÖ’lerle hiç temas etmiyor. Yani hayalini kurduğumuz daha adil, eşit ve kapsayıcı dünyanın ortaklarını bulmakta zorlanıyoruz. Dahası STÖ’lerin yalnızca %58’inin iletişim stratejisi var. Özellikle yerelde faaliyet gösteren küçük örgütler iletişim süreçlerini çoğunlukla sınırlı kaynaklarla, plansız ve bireysel çabalarla yürütüyor.

Bugün Türkiye’de pek çok sivil toplum örgütü iletişimi, stratejik bir kapasite olarak değil ikincil bir işlev olarak görüyor. Oysa araştırmalar bize gösteriyor ki iletişim kapasitesi güçlü olan örgütler toplum nezdinde daha güvenilir, daha etkili ve daha kapsayıcı algılanıyor.

Tam da bu nedenle yola çıkıyoruz!

İletişim Çalışma Grubu’nu bir proje ya da eğitim programından farklı olarak katılımcılarının birlikte düşünerek şekillendirdiği, zamanla büyüyen, öğrenen ve dönüşen bir uygulama topluluğu olarak hayal ediyoruz.

Hayalimiz iletişimcilerin bir araya gelerek yeni yaklaşımlar, içerikler ve araçlar geliştirebildiği; iletişimin demokratik süreçlerdeki rolünün görünür kılındığı bir ortak üretim alanı yaratmak. Katılımcıların ortak kampanya süreçlerini deneyimlediği, birlikte hazırlanan vaka çalışmaları ve iyi uygulamaların paylaşıldığı bir arşivin oluştuğu; ayrıca ortak ilkeler, değerler ve iletişim dilini tanımlayan bir rehberin katılımcıların katkılarıyla ortaya çıktığı bir süreç kurguluyoruz.

Bunu da iş birliğini büyüterek, birlikte hareket ederek ve kolektif öğrenme için güvenli bir alan oluşturarak yapmayı hedefliyoruz. Katılımcıların gündemini birlikte belirlediği ve zamanla kendi kendini yönetebilen sürdürülebilir bir yapıya dönüşen bir topluluk hayal ediyoruz.

Topluluk örgütlerin yönlendirmesiyle iletişim alanında çalışan kişilerin katılımıyla şekilleniyor. Bu sayede sürekliliği, çeşitliliği ve karşılıklı sorumluluğu gözetiyoruz. Katılımcıların paylaşmaya, öğrenmeye ve ortak üretim süreçlerine zaman ayırmaya gönüllü olmaları, aynı zamanda kurumlarının desteğini almaları bu yolculuğun en önemli dayanakları arasında yer alıyor.

Önümüzdeki dönemde birlikte düşünecek, birlikte öğrenecek ve birlikte inşa edeceğiz. Amacımız yalnızca bugünü değil, geleceği de dönüştürmek.

Çünkü biliyoruz ki;

• İletişim yalnızca bir destek birimi değil; örgütsel dönüşümün anahtarıdır.
• İletişimciler sadece görünürlük sağlayan değil; güven ve katılım süreçlerinin taşıyıcılarıdır.
• Gerçek dönüşüm birbirinden öğrenen insanların oluşturduğu topluluklarda mümkün olur.

Amacımız yalnızca bugünü değil geleceği de dönüştürmek. “Birlikte neler mümkün?” sorusuna yanıt ararken ortak aklın ve dayanışmanın gücüyle sivil toplumun iletişim kapasitesini güçlendirmek istiyoruz.